Çocuklarınızı çok seviyoruz, hem de en az kendi çocuklarımız kadar. Yoga bahanesiyle onlara derslerde esas ne öğrettiğimizi sizinle de paylaşmak istiyorum.
İlk önce, kendileri gibi olmayı öğretiyoruz. Fiziksel özellikleri nasılsa kabul edebilmeyi, zayıf olmak yerine sağlıklı olmayı, başkalarıyla yarışmayı bırakıp kendi istekleri için çaba sarf etmeyi öğretiyoruz.
Kocaman bir göbeği olan 10 yaşında Rana’mız vardı. İncecik ve zarif bir annenin şişman kızı. Anne onu olduğu gibi kabul ediyor ve şişman olmasıyla ilgili tek kelime etmiyordu çünkü her anne bunu yapar. Fakat arkadaşları çok daha acımasızdı, anne gibi davranmıyorlardı Rana’ya. Bunu siz bilemezsiniz ama Rana bunu bize söyler. Söyler çünkü onu tüm kalbimizle gözlerinin içine bakarak dinlediğimizi bilir. Çoğu öğretmenin aksine biz Rana’yı dizlerimizin üzerine çöker, göz hizasına gelir kelime kelime dinleriz. Sonra ne mi olur? Rana dinlendiğini ve söylediklerinin önemsendiğini bildiğinde bize güvenir ve sizinle hiç paylaşmayacağı sırlarını bize anlatır. Biz de onun haberi olmadan, güvenini sarsmadan, mahremiyetini koruyarak sizinle paylaşırız ve siz gerekli önlemi alırsınız. Rana şimdi 16 yaşında incecik ve kendisine güvenen bir çocuk. Bizim değil annenin sayesinde. Biz sadece size aktarmakla yükümlüyüz ve yol ararken destekçi olmaya, deneyim paylaşmaya her zaman hazırız.
Mükemmeliyetçi bir oğlumuz vardı ismi Alp 7 yaşında başladı yogaya bir sene boyunca devam etti. . Herkesle her şeyle sürekli yarışırdı. En iyi olmak onun yaşam mottosuydu. CEO babanın bitmek bilmeyen hırsları oğlunu etkileyecekti elbette. Tüm sene boyunca Alp’e bin ayrı biçimde şunu anlattım. “Başkalarıyla yarıştığında onları geçemezsen üzülürsün. Ama kendinle yarıştığında başarısız olduğunda üzülmezsin çünkü çalışmaya devam edersen kendini bile geçebileceğini bilirsin” Alp bunu ağaç duruşunda öğrendi. Kocaman bir tahtaya herkesin yapabildiği süreleri tek tek isimlerle yazdık. O tahtada bir hafta sabit kaldı sonra yine denedik ve hepsi kendi sürelerini geçti. Birisi hariç. Çünkü Alp o esnada başkalarının nasıl yaptığını izliyor ve bir türlü dengede duramıyordu. Üçüncü kez deneme sırasında Alp yine kendi süresinin altında kaldı. Dördüncü kez yapmaya başladığımızda Alp’e şunu sordum “Neyi farklı yapmalısın bu sefer sence? Alp’de; “Bu kez sizin dediğiniz gibi yapıp, karşıda tek bir noktaya bakacağım ve sadece kendimle ilgileneceğim” dedi ve sınıfta en uzun süreyle o dengede durdu. Devam eden tüm derslerde Alp yine azimli ama bu kez sadece yaptığı şeyle ilgilenen bir çocuk oldu. Sadece yaptığı şeyle ilgilenme haline meditasyon deriz. Yani evet. Çocuklar da meditasyon yapabilirler. Sadece kendi biçimlerinde. Onlar doğru biçimde anlatıldığında yapmaları gerekeni yapıp onun sonucu kötü de olsa kabullenebilir ve tekrar denemekten korkmazlar. Biz yetişkinler sonuç kötü olduğunda sinirleniriz çünkü başka yol bilmeyiz, çünkü kimse bize bunları çocukken öğretmedi.
Yani sevgili anne. Çocuğun tüm o yoga pozlarını yaparken bizlerin büyürken eksikliğini hissettiğimiz çoğu şeyi öğreniyor olacak. Desteklenmeyi, dinlenmeyi, anlaşılmayı, çözümsüz kaldığında kendi doğrusunu bulabilmeyi. Şayet el birliği yaparsak ne istediğini ve yeteneğini erken yaşta fark edecek, biz bunları onlara oyunlarla anlatacağız. Çünkü bize kimse anlatmadı, çünkü bizi hep korkuttular. Devletten korktuk, polisten korktuk, öğretmenden korktuk, anneden, babadan korktuk. Cesur çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Kendisini ve enerjisini korumayı bilen, olumsuzluklar karşısında bile sakin, değiştirebilecekleri her şey konusunda kararlı, hayatı ve kendilerini sevebilecek kadar cesur çocuklar.
Tüm bunlardan da önemlisi sağlıklı çocuklar yetiştirmek istiyoruz. Nefes almayı bilen, bedeninin ve ihtiyaçlarının farkında, doğru beslendiğinde diyet yapmak zorunda olmayacağını ve hayatı boyunca sağlığı için yoga yapabileceğini bilen çocuklar olmaları için elimizden geleni yapıyoruz.
Biz verdiğimiz her dersle birlikte yeşeriyoruz, içimiz çiçekler açıyor. Çünkü en azından bir çocuğa şifa olduğumuzu, onun gelecekte daha rahat ve mutlu bir insan olması için tohumlar attığımızı biliyoruz.
Düzenli yoga uygulaması yetişkinler kadar çocukların da hakkı. Size nasıl huzur veriyorsa çocukların da kendilerine göre sorunları var. Bize basit gelse de onların da uykuları kaçıyor. Nasıl baş edebileceklerini erkenden öğrenmeleri hayatlarını değiştirecek. Yoga, sizin olduğu kadar çocukların da hakkı.
Peki neden onları bundan mahrum ediyoruz?
Biz elimizden geleni yapmaya hazırız, kalbi kocaman öğretmenlerimiz çocuklarınızı bekliyorlar. 4 yaşından 10 yaşına kadar çocuk yogası, 10 yaşından sonra da ergenlik dönemi yogası derslerimiz var. Anne çocuk derslerimiz var. Hangisi size uygunsa gelin.
Bir Cevap Yazın